Hergün yeni bir şeyler yaşıyoruz. Her yaşantı ruhumuzda bir iz bırakıp geçiyor. Ben, bu izlerin hayatımızdaki pozitif izdüşümlerinin takipçisiyim.

31 Ocak 2010 Pazar

AYAKKABILARIN PEŞİNDE

5 aydır düzenli olarak spora gidiyorum. Kimi hafta daha yoğun, kimi hafta daha seyrek ama hep gitmeye çalışıyorum. Kendimi motive etmek için sevdiğim bir spor çantası, bir iki eşofman aldım. Bir de ayakkabı almayı planladım. Başlangıç için evde bulduğum eski bir spor ayakkabımı salon için kullanmaya başladım. Çok rahat değildiler ama bununla başlayayım, zaman içinde beğendiğim uygun bir ayakkabıyı alırım dedim. Ve o gündür bu gündür ayakkabı bakmaya devam ettim. Aklımda belli bir marka, renk ve fiyat kombinasyonu vardı. Etiler, Bağdat Caddesi, İstinye Park ve çeşitli alışveriş merkezlerinde aklımdaki ayakkabıyı aramaya devam ettim. Rengini beğensem fiyatı çok uçuk geliyordu. Fiyatı uysa numarası kalmamış oluyordu. Hep bir pürüz oluyor ve ben ayakkabıyı alamıyordum. Ben yine de pes etmeden aramaya devam ettim.

Geçtiğimiz haftalarda artık bu ayakkabıyı aramaktan vazgeçtiğimi kendi kendime duyurdum ve "kullandığım ayakkabıların bir sorunu yok, idare etmeye devam ederim" dedim.  Yani süresi belirsiz bir zaman dilimi boyunca istediğim yeni ayakkabıya sahip olmama ihtimalini de kabul ettim. Nasıl olsa ben istediğim ayakkabıyı bulunca alacağıma inanıyordum.

Ve bugün ne oldu biliyor musunuz? Hiç aklımda yokken, ayakkabı almak için bile girmemişken dükkâna, işte tam istediğim ayakkabıyı, tam istediğim numarada ve tam istediğim fiyatta buldum. Yaklaşık 3 dakika gibi bir sürede ayakkabımla kavuştuk. Haa, bir de üstüne üstlük o dükkânda kullanılmak üzere cüzdanımda bir de hediye çekim varmış. : ) Ne şans değil mi?

Bakıyorum da hayat çoğu zaman aynı sistemle işliyor. Her işin başı istemek, gerçekten çok istemek… Ama bu isteğimizi takıntı haline getirirsek, “eyvah ben onsuz kalamam, çok fena bir durum bu” dersek, istediğimiz şeye çaresizce ihtiyaçlı olursak onun olmama ihtimalini kuvvetlendiriyoruz. Peki, ne yapmak lazım? Benim ayakkabımla karşılaşmam çok güzel bir örnek. Derin bir nefes alıp rahatladım. Bir süre daha eski ayakkabılarımla kalmayı onayladım. Bunun yenisinden vazgeçmek olmadığını sadece onunla karşılaşana kadar yine de hayatımdan mutlu olacağımı hissettim. Gerçekten yürekten çok istediğim şeyin hayatıma gireceğine emindim ama henüz gelmeyeceğini de kabul ettim. Ona ihtiyaç duymaktan çıkıp, onu sabırla doğru zamanda gelmesini beklemeye karar verdim. İşte o zaman ona ulaşma yolunu da açmış oldum.

Sanırım; istediğin işi bulmak, istediğin maddi olanaklara ulaşmak, aradığın sevgiliyi bulmak, sahip olmak istediğin evi, arabayı almak, istediğin tatili yapmak vb. için de aynı sistem işe yarıyor. O zaman ben süresi belirsiz bir zaman dilimi boyunca kendi başıma olmayı keyifle kabul ediyorum, bu aşkı aramaktan vazgeçtiğim için değil nasılsa doğru zamanı geldiğinde, kolaylıkla ve çok kısa bir sürede istediğim aşkla karşılaşacağımı bildiğim için.
Resim: Maggie Summers'tan bir illustrasyon
 http://www.designerm.com/labels/_children's%20illustration_.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder