Hergün yeni bir şeyler yaşıyoruz. Her yaşantı ruhumuzda bir iz bırakıp geçiyor. Ben, bu izlerin hayatımızdaki pozitif izdüşümlerinin takipçisiyim.

14 Mart 2011 Pazartesi

SENİN PATRONUN KİM?

Bu hafta karşılaştığım tesadüfler ya da belli bir zaman diliminde sahip olduğum enerji, ruh hali nedeniyle benim dikkatimi çekip yaşam yoluma düşen olaylar hep aynı mesajı işaret ediyordu.  

Psikiyatrist Kemal Sayar gazetedeki röportajında, olumsuz duygulardan kaçmak yerine onları açığa çıkartıp, olumsuzluğu yaşamanın iyileşmeyi getireceğini söylemiş. Benim yorumum; yeteri kadar katlanabilirsen acıya, üzüntüye, korkuya zamanla onunla başetmiş oluyorsun. Bir çözüm buluyorsun.

Bu hafta gelen Kabbalah önerilerinden birisi; problemleri problem olarak görüp çözümsüz ve mutsuz olmak yerine, aşılacak engeller olarak görmeyi önermiş. Böylelikle hedef belirlemiş ve başarıya ulaşma yönünde çabalamaya başlamış oluruz. Çok doğru geldi bu bana. Pozitife odaklanırsam yaşantımdaki pozitifler artar. Öyleyse neden probleme odaklanayım ki? Karşılaştığım yaşam olaylarını problem olarak ele alırsam onlar problemlerim olur. Oysa çözülecek bir hedef gibi görürsem çok çalışarak, yeni çözümler deneyerek onları çözme ihtimalim var.

Uzunca bir süredir hayatım aynı güvenli alanın içinde devam ediyor. Ben, içinde olduğum suyu tanıyorum. Suyun ne zaman daha soğuk olacağını, ne zaman ısınacağını, kaç adım atarsam derinleşmeye başlayacağını, nerede ayağımın yere değeceğini biliyorum. Su beni şaşırtmıyor.

Ben uzaktan gördüğüm “öbür suya” da özeniyorum. Merak ediyorum onu. O suyun içindeki insanlara özeniyorum. Kendi suları hakkında anlattıklarını beğeniyorum. Ve kendi suyumdan çıkıp öbür suya girmek istiyorum. Öbür suyun kenarına ulaşıyorum, ayağımın ucunu suyun yüzeyine değdiriyorum ve orada kalakalıyorum. Ben galiba korkuyorum. Bu suya girmeyi çok istemiştim oradayken. Ama şimdi yanına geldiğimde burası çok büyük, uçsuz bucaksız görünüyor bana. Kendi suyumda gördüğüm berrak maviliğin yerinde ürkütücü bir koyu lacivert var. Acaba çok mu soğuktur?  Acaba çok mu derindir? Acaba ben bu suda yüzebilir miyim? Çözülemeyecek bir problem haline gelen bu sorular zihnimde çınlarken, ben ayağımı suyun yüzeyinde geri çekip, boynum bükük bildiğim sulara geri dönüyorum. Kendime yeni suya girme izni vermiyorum.

Ve hep öbür suya özlemle bakıyorum,
Ve hep o sudan uzakta güvenle yaşıyorum.
Ve hep öbür suya korkuyla bakıyorum,
Ve hep  o sudan uzakta boynu bükük yaşıyorum.

Oysa risk alma zamanı geldi, yeni bir suyla ıslanma, laciverti deneme zamanı geldi. Aşılacak bir engel için çabalama zamanı geldi.  En kötü ihtimal biraz su yutar, üşür, korkar ve kendi bildik, tanıdık suyuma geri dönerim. Bir başka su daha tanımış, denemiş, yüzeyde kalmak için çırpınışlarımla kollarımı biraz daha güçlendirmiş olarak eski suya geri gelirim.  

YAPMAK İSTEDİKLERİMİZ İÇİN BİZİ DURDURAN HİÇ KİMSE YOK… KENDİMİZDEN BAŞKA!!

Bu hafta katıldığım bir sunumda Gestalt Terapsiti ve Yaşam Koçu Zeynep Evgin Eryılmaz mesleki ya da özel hayatımızla ilgili kararlarımızda adım atmamıza engel olan korkulardan bahsetti. Ve o sunumdan bana kalan cümle bu:  Yapmak istediklerimiz için bizi durduran hiç kimse yok.. Kendimizden başka. Güvenli alanda kalmak isteyen yanım risk almaktan, yeni bir şey denemekten korkuyor. Oysa, ben kendimin patronuyum. Yapabildiklerimin sınırını ben belirliyorum. O zaman belki lacivertte yüzmeyi öğrenebilirim. Korkuma dayanabilir, kendime korkma izni verir ve korkumla, endişemle, çabalamaya devam edersem belki de öbür su  zaman içinde benim için tanıdık bildik güvenli bir alan olur.
  
Zeynep’e ulaşmak için: www.inspiro.com.tr

1 yorum:

  1. hello cnm,
    ne guzel yazmissin..hayattaki tum olasiliklara acik olacak sekilde kendimizi programlamamiz lazim sanirim. Cogumuz kucukken yuzmeyi nasil ogrendik, biri geldi bizi aniden suya itti ve bikac saniye icinde elimizi kolumuzu cirparak suyla beraber gitmeyi ogrenip, suya alistik, hatta zamanla yuzme stilleri de gelistirdik. Hayatta da boyle ani degisikliklerle karsilastigimizda kisa bir sok ve ardindan cabucak suyla beraber akmaya baslamak... neler cikacagi hic belli olmaz :)
    sevgiler
    beril m.

    YanıtlaSil