Hergün yeni bir şeyler yaşıyoruz. Her yaşantı ruhumuzda bir iz bırakıp geçiyor. Ben, bu izlerin hayatımızdaki pozitif izdüşümlerinin takipçisiyim.

14 Ocak 2011 Cuma

VEDA...

Yeni bir yıla başladık. Heyecanla, yeni planlarla, umutlarla başladık. Hatta, iyimser olmayı seçtik yeni yılda. Temiz bir sayfa açtık. Çünkü hayat boyu hep öğrendik ki; başlangıçlar önemlidir. Büyüklerimiz dediler ki: Bir işe nasıl başladığın, hangi niyetle masaya oturduğun işin gidişatını etkiler. Doğru! İyi niyetle çıktığım yollarda daha olumlu sonuçlara ulaştım.

Ama benim hayatımda bitişler de çok önemlidir. Biten defterin son sayfasındaki en son satırı yazmak, bir kitabın son cümlesini okumak, makyajın son rötuşunu yapmak, yemeği son bir taşım kaynatmak ya da bir ilişkideki vedayı yapmak sanki o süreci tamamlıyor. Tıpkı bir yaşam döngüsünde olduğu gibi o son noktayı koymak yapılan işi daha anlamlı kılıyor.

Geçtiğimiz gün bir anne çocuğuna uzun zamandır bakan bakıcı kadının artık işten ayrılmasını istediğini ancak bu ayrılığın çocuğunu olumsuz etkileyeceğinden çekindiği için çaresiz hissettiğini  paylaştı. Artık bakıcıya ihtiyaçları kalmamıştı ancak çocuğu bu ayrılıktan olumsuz etkilenebilir diye tedirgindi. Acaba ayrılığı geciktirmek mi gerekiyordu? Biraz daha mı sabretselerdi? Hayır. Hayatımızın her alanında bitişler/ayrılıklar var. Süt bittiği için memeden ayrıldık, oyuncak kırıldığı için ondan ayrıldık, kış bittiği için paltolardan ayrıldık, okulu değiştiği için öğretmenimizden ayrıldık. Daha büyüdüğümüzde ise konular değişti ama bitişler/ ayrılıklar hep kaldı. Okuldan ayrıldık, köpeğimizden ayrıldık, sevgilimizen ayrıldık, arkadaşımızdan ayrıldık, işimizden ayrıldık, evimizden ayrıldık. Ve daha bir sürü şeyden…

Peki ne yapmak lazım? Eğer hayatımızda bu bitişler hep olacaksa onlarla nasıl barışmak lazım? Bitirirken; varlığında yaşanan bütün o güzel duyguları da beraberinde götürmemesi için nasıl bir çözüm bulmak lazım?

Ölüm, bitişlerin en kesin olanı. Tabi ki bir bakıcıdan ayrılmakla aynı kefeye koymuyorum. Ama evet sevilen birinden fiziksel olarak ayrılmak anlamında iki kavram arasında beznerlikler buluyorum. Büyük dedemi kaybettiğimde çok küçüktüm. Pek bir şey anlamamıştım. Oysa birkaç sene önce kaybettiğim yakın bir arkadaşımın gidişinde yıkıldım. Çok kısa bir sürede hastalığı teşhiş edildi ve o gitti. Planlarımız yarım kaldı. Beraber başladığımız işleri ben devam ettirmek istemedim. Hani bazen bir film izlerken ortasında bozulur cd takılır ya işte onun gibi bir isyan duygusu hissettim. Bu bitişlerin en keskiniydi benim için. Hasta olduğunu biliyordum ama çok hazırlıksız yakalanmıştım. Nasıl olsa iyileşecek diye  vedalaşamadım. Bu benim için travmatik bir bitiş olmuştu. Sonra terapi sürecinde gerçekte yaşayamadığım vedalaşmayı yaptığımda kendimi daha huzurlu hissettim. Evet sihirli kelime bu; VEDA
Anneannemi kaybettiğimde; edindiğim tecrübelerle daha hazırlıklıydım. Artık son zamanları olduğunu biliyordum. Onunla yaşadığım güzel anları biriktirdim. Ondan öğrendiklerimi hafızama yerleştirdim. Onu hatırlamak istediğim anılarımı birktirdim. Ve zamanı geldiğinde onunla vedalaştım. Ne zaman onu hatırlasam içime sıcak, güzel, tarifsiz bir duygu doluyor.

Nasıl bitirdiğimiz o yaşantının ileriki hayatımızda nasıl bir anlam taşıyacağını belirler. Bu küçük çocuğun bakıcısıyla arasında oluşan güven ve sevgi bağını yetişkin ilişkilerine taşıyabilmesi için onunla vedalaşması gerekiyor. Vedalaşarak bu birlikteliği; sevdiği birinin giderken bile ona özen gösterdiği fikriyle noktalayacak. Hayatımızda güzel şeyler oluyor, kimi zaman bir yere bağlanıyoruz, kimi zaman bir insana. Kendimizi onlarla güvende hissediyoruz. İnsanların, eşyaların ve mekanların da bir ömrü var. Tıpkı son kullanma tarihi olan ürünler gibi, biliyoruz ki bir kutunun kullanma tarihi geçti ama yeni bir kutu markette bizi bekliyor. Zamanı geldiğinde vedalaşıyoruz ve resimdeki gibi kuşların gidişine izin veriyoruz. Geride hissettiğimiz duygular kalıyor. Bu vedalaşma içimizi ısıtıyor ve hayatımızda yeniden güzel şeyler başlayacağı umuduna kapı açıyor. Vedalaşmak bazen bir şenlik, sevgiyi ve yaşamı kutlama anı olabilir.

2 yorum:

  1. Giden herkes geldi aklıma... Çok haklısın Cellacığım, vedalaşmayı bilmek çok çok önemli. İçim sızladı yarım kalan tüm vedalar için :(

    YanıtlaSil
  2. hepsi rüya hepsi gerçek.. o zaman neden yarım kalsın? giden herkes rüyalarımızda gerçek değiller mi?

    YanıtlaSil