Hergün yeni bir şeyler yaşıyoruz. Her yaşantı ruhumuzda bir iz bırakıp geçiyor. Ben, bu izlerin hayatımızdaki pozitif izdüşümlerinin takipçisiyim.

13 Haziran 2010 Pazar

İYİ Kİ VARSIN..

Dün akşam Sex And The City 2 filmini izledim. Film olarak muhteşem olmasa da benim gibi dizinin hayranları için keyifle izlenecek içerikteydi. Sanırım beni diziye de filme de bu kadar bağlayan; bu dört kadının arkadaşlık ilişkileri. Hayatlarında iyi, kötü, ekşi, tatlı, acı her ne olursa olsun birbirlerinin yanında ve birbirlerine destekler. Bu dört kadın birbirinin ailesi olmuş. Samantha filmin bir yerinde geçen yazıma esin kaynağı olan o repliğe gönderme yapıyor. “Erkek arkadaş, koca, çocuklar… Ne demiştik bunca sene önce. Hepsini koy bir kenara. Biz birbirimizin ruh eşiyiz. We are soulmates.” Ve yine dört kadın bir maceraya yelken açıyor.

Arkadaşlarım iyi ki varsınız. Peki, sadece arkadaşlar yeterli mi? Kişinin kendisini geliştirebilmesi, daha iyi tanıyabilmesi, hayatı paylaşabilmesi için bir de hayat partneri/eş/sevgili lazım. Gözleri açık Sevmek adlı bir kitap okuyorum. Çift terapisi yapan bir psikologun yazdığı mektuplardan oluşmuş kitap. İyi de gözü açık sevmek de neyin nesi?

Benim bir listem var. Her yaşadığım ilişkiden sonra yeniden gözden geçirdiğim ve hayatımda olmasını istediğim insanın özelliklerini düşündüğüm bir zihin listesi. Acaba gözü açık sevmek bu mu? Ne istediğini bilerek sevmek mi? Hiç sanmıyorum. Bu; olsa olsa bir takım kalıpların içine sıkışarak, kendini sınırlamak olabilir. Kitap diyor ki: Sevmek için kendi içine bakmak şart. Kendini tanıyacaksın, özelliklerini, ne olduğunu bileceksin. Önce sen sevmek istediğin kişi olacaksın ki o kişi de gelip seni sevsin. Eyvah! O zaman iyice sadeleştirmek lazım bu listeyi : )  Ben ilişkimde dürüstlük mü istiyorum, önce ben kendime ve etrafıma dürüst olayım, sabır mı istiyorum kendim sabırlı olmayı becereyim. Neşe mi istiyorum önce ben neşeli bir insan olayım. Yani benim anladığım; ilişki çeşitli özelliklerinden dolayı bir başkasına ihtiyaç duymakla gelmeyecek. İhtiyaç duyduğum özelliklerin hepsini kendimde topladığım zaman karşıma çıkacak. Beni olduğum halimle kabul eden biri; ben beni her halimle onaylayıp, kabul edince gelecek. Ben aradığım kişi olunca aradığım ilişkiyle karşılaşacağım.

Aklıma bir örnek geldi. Sokağa çıkarken, gideceğim yere uygun giyinip-süslenip giderim. Arkadaşlarım eve gelecekse rahat edeceğim düzgün bir şeyler giyinirim. Evde bir başıma oturuyorsam ya bir eşofman ya da pijamamı giyip, saçlarımı da toplayıp rahatıma bakarım. Kendimi tanıdığım için, evde olduğumda rahat etmek istiyorsam sevgilimin yanında da saçımı toplayıp pijamamla oturabilmek isterim.

Aşkın o heyecanlı baştaki zamanlarında biraz daha dikkatli, genelde kostümlü oluyoruz. Davranışlarımız da kostümlü oluyor. İlişki ilerledikçe kimi çiftler kostümlerini çıkartabiliyor ve kendilerini oldukları haliyle, pijamasıyla, kirli çorabıyla, sabırsızlığıyla ya da korkularıyla gösterebiliyor partnerine. Ben kendi içimi görünce, ne olduğumu bilince ancak kendimi dışarıdaki insanlara gerçek halimle gösterebilirim. Zaman ilerledikçe, tül perdesi kalkıyor ve tülün altından görünen özelliklerden bazıları hoşumuza gitmeyebilir de. Olsun. Kitaptan bir cümle çok hoşuma gitti. Gerçek aşk bir insanı sadece olduğu kadarı nedeniyle değil, ne olabileceğini bilerek sevmektir. Uzun ömürlü bir ilişkide, bir insanı hoşumuza gitmeyen yanlarıyla da sevebilmek gerekir. Çünkü bu özellik de sevdiğin inanın bir parçası en nihayetinde.

Belki de ilişkilerde her iki tarafa da biraz nefes alma alanı bırakmak gerekiyor. Tıpkı evdeki bitkiler gibi. Nasıl ki zaman zaman bitkilerimizin toprağını havalandırıyor, saksısını değiştiriyorsak ilişkinin de toprağını havalandırmak faydalı olabilir. Nefes alabilen, kendi hobileri, yakın arkadaşları, birbirlerinden ayrı yaptığı şeyler olan çiftlerin toprağı havalanır. Aynı saksıda buluştuklarında birbirleriyle paylaşacakları artar. Birbirlerini besler, ilişkiyi de kendilerini de zenginleştirirler. Azken çoğalırlar. Gözü Açık Sevmek, böyle bir şey sanırım. Sertab Erener'in yeni şarkısındaki gibi hayatımdaki kişiye tüm özellikleriyle İYİ Kİ VARSIN, İYİ Kİ SEVMİŞİM SENİ diyebilmek.




2 yorum: