Bahar
Eriş'in "Anne Beynim Aç" isimli kitabını okudum. Kitap çocuk
eğitimiyle ilgili faydalı bilgiler içeriyor ve çok kolay okunuyor. Yazar kitapta
çok hoşuma giden bir konudan da bahsetmiş. Bedenlenmiş Biliş (embodied
cognition) olarak tanımlanan bu terim, beynimizi nasıl kandıracağımızı /inandıracağımızı
anlatıyor. Merak ettim biraz inceledim. Zihin; beyin, beden ve bedensel
deneyimlerimizin birleşiminden oluşur. Zihnimiz bedenimizle bağlantılıdır. Fiziksel
dünyadaki deneyimlerimiz bizim bilincimizi oluşturur. Bedenlenmiş biliş, bu
denklemin tersinden de işlediği fikrinin ortaya atılmasıdır. Yani bedenimiz de kendi
başına zihnimizi etkileyebilir.
Peki
bu ne demek?
Bu
fikri ilk inceleyenler Lackoff ve Johnson isimli dil bilimcileri olmuş. 1979
yılında yaptıkları araştırmalarda, kullandığımız metaforlardaki duyguların beden duruşları ve fiziksellikle
olan bağlantısını incelemişler. Örneğin,
kontrolü tanımlarken kullandığımız metaforlardaki bedensel postürle ilgili
tanımlamalara dikkat çekmişler: Kontolü ele
almak, Konunun üzerindeyim,
Benim kontrolüm altında, Gücünün doruklarında olmak.
Bedenlenmiş
bilinç kavramını anlatan başka metaforlarla da karşılaşmışlar: Aramızdaki elektriği hissedebiliyorum, Bir kıvılcım oldu aramızda, moralim
yerlerde sürünüyor, mutluluktan uçuyorum gibi...
Bu
metaforlara bakınca aslında duygularımız fiziksel bedenimizin yansımaları gibi
görünüyor. Mesela gelecek hakkında konuşurken bedenimiz hafifçe öne doğru
uzanır, ya da geçmişteki olaylar hakkında konuşurken geriye yaslanırız, çünkü
gelecek önümüzde ve geçmiş ise arkamızda kalmıştır.
Beden
duruşumuz nasıl hissettiğimizi etkiliyor. Güvenli, stresli, depresif, mutlu
insanların sahip olduğu bir beden duruşu vardır. Dünyadaki mutlu insanlara baktığımızda daha
güler yüzlü olduklarını, sık sık kahkaha attıklarını, daha hareketli ve daha
çok egzersiz yapan insanlar olduklarını görürüz.
O zaman bu teoriye göre biz de düzenli olarak yüzümüzde gülme ifadesi
yaparsak bedenimiz mutlu olduğumuzu hissedecek. Aynanın karşısına geçip içimizden
gelmese bile gülümsemeye başlarsak, bedenimiz mutluluk hormonu salgılayacak. Gülümsediğimiz
zaman başlangıçta belki gerçekten mutlu hissettiğimiz için gülmeyebiliriz ama
yüzümüzde gülme hareketi olduğu için beynimiz bu bedensel uyarıcıya uygun
hormonu salgılayarak bizi mutlu hissettiriyor.
Nil Gün bir kitabında diyor ki; her gün mümkün olduğunca çıplak, aynanın karşısına geçin ve kendinize bedeninizi sevdiğinizi söyleyin. "Kulaklarım sizi çok seviyorum her şeyi duymama yardımcı oluyorsunuz teşekkürler. Gözlerim sizi çok seviyorum, görmeme yardımcı oluyorsunuz, teşekkürler."
Neden
olmasın? Daha mutlu, daha başarılı, daha kendiyle barışık hissetmek için, denemeye
değer bence.
Kaynaklar: https://www.psychologytoday.com/blog/beyond-words/201202/embodied-cognition-what-it-is-why-its-important
Resim: http://betterbelieveit.net/embodied-cognition-psychology-use-your-body-to-change-your-mind/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder