Bu ay aynı temadan devam
ediyorum. Aslında bilinçli olarak seçmedim bu seferki konu başlığını. Sanırım
yazılarım da düşüncelerim de esnemenin bir sonraki aşaması olan genişleme,
sınırları genişletme aşamasına geldi.
Geçtiğimiz haftalarda yeni bir
eğitime başladım. "Dışa vurumcu Sanat Terapisi ve Gestalt Yaklaşımı" isimli eğitim
tüm yıl boyunca belirli günlerde devam edecek. Ben değil miydim "çocuk
oyunla öğrenir, oyun çocuğun tek işidir" diyen? Kendim oyun oynamasını
unutmuştum uzun zamandan beri. Oyun insanın hayatına neşeyi, enerjiyi
getiriyor. Oyunculuk insana daha ilerisini merak etmeyi hatırlatıyor. Ve yine
oyun ve oyunculukla aslında hayatın korkulacak bir şey olmadığını nasılsa
düşe kalka yaşayacağımı hatırlıyorum. Geçtiğimiz hafta sonu işte böyle
oyunlarla, oyunculukla dolu keyifli bir eğitimdeydim.
Pilates dersinde roll-up
(yuvarlanarak yukarı kalkma) hareketini yaparken, baştan başlayarak omurgayı
tek tek kaldırarak yukarı sonra ayaklara uzanıyoruz. Önce yere dümdüz
uzanıyorum, kollarımdan başlayarak bedenimi yukarı çekiyorum, çenem öne
kapanıyor, göğsüm sırtım sırayla yukarı hareket ediyor, sonra
kollarımla kendimi ileri itip ayak bileklerimin arkasına kadar uzatıyorum
ellerimi. Ellerim ayak bileklerimin arkasına ulaşmaya çalışırken ben
bedenimin uzadığını, sınırlarını genişlettiğini hissediyorum.
Bunu yaptıktan sonra
genişlemiş olan göğüs kafesimle derin bir nefes alarak dimdik geriye ve yukarıya
doğru uzanıyorum ve sonra yine sırtım, göğsüm, çenem boynum kafam ve en
son kollarımı geri getiriyorum. Yani yuvarlanarak ileri ve geri doğru
sınırlarımı esnetiyorum.
Bu eğitimde yaptıklarımızı da
buna benzettim. Normal yaşantımda olduğundan daha çok oyun oynadım. Güvenli
alanımdan dışarı çıkmayı denedim. Esnedim, alanımı genişlettim. Tanımadığım
insanlarla oynadım, sonra onlarla aynı kâğıdı paylaşıp boyadım. Bir
sonraki adımda içimi dışarıya döktüm. Roll-up pozisyonunda yapmaya çalıştığım
gibi, ellerim ayak bileklerimin arkasına değene dek paylaştım. Sonra derin bir
nefes alıp başkalarının paylaştıklarını dışarıdan içime çektim. Bu
çift yönlü esneme bana çok iyi geldi.
Şimdiye kadar nedense
genişledikçe kaybolma ihtimalimin de arttığına inanıyordum. Evet, yeni şeyler
denemek, hayatıma farklı tatlar katmak için çabalıyorum. Eğitimler, seyahatler,
farklı arkadaşlıklar, kitaplarla yaşam alanımı, zeminimi genişletmeye
çalışıyorum. Belki de farkında bile olmadan, yine sonucunda ne olacağını
bildiklerimle doldurmuşum hayatımı. Dolayısıyla kendimi geliştirdiğimde bile
hareket ettiğim güvenli alan ölçüsü hep aynı oranda kalmış. Alan büyüdükçe ben kendi güvenli alanımı ona
göre ölçülendirmişim. Yani zeminim genişlese bile benim hareket etmeyi seçtiğim
alan yine aynı kalmış. Göz aldanması yaşamışım. Hep aynı kalan bir şeyin
genişlediğini sanmışım.
Gözümün önünde bir imge var.
Kocaman bir yuvarlak, bu yuvarlağın merkezinde bir kısmı kırmızı renkli,
merkezdeki kırmızıdan uzaklaştıkça yuvarlağın içini dolduran renk mor olmaya
başlıyor. Ben kırmızıyı biliyorum. Her santimini tanıyorum. Orada çok
emniyetliyim. O kırmızı alanda her bastığımda düştüğüm kaygan zemin de, ama
onun da yerini biliyorum. Ne zaman düşeceğimi bilince, hazır olunca düşüşe, o
kaygan zeminin varlığı daha az rahatsız ediyor. Peki o mor alan? Yok oraya iç basmıyorum, onu tanımıyorum.
Korkutucu, ürkütücü, bilinmez.
İşte güvenli alanım dediğim
yer yuvarlağın içindeki kırmızı boyalı alan. İyisini de kötüsünü de bildiğim
alan. Belki mor alanda daha ilginç, yeni şeylerle karşılaşacağım. Ama yine de
insan hep eksikleri, gedikleri de olsa bilineni bilinmeyene tercih ediyor. Ben
de böyle yapmışım. Bu eğitimden sonra ben moru merak etmeye başladım. Yeni alanları
keşfettikçe, onları da kendi kırmızıma boyayacağım.
Güvenli alanımdan çok uzaklara
gitmek değil, ama bir parça daha açılmak... Kapının diğer tarafında ne olduğunu
merak etmek, kafamı uzatmak, her zaman
oturduğum koltuğun biraz ötesine yürümek, belki de gittiğim yerde karşıma çıkan
yeni bir koltuğa oturmayı deneyeceğim. Hadi
bakalım! Yürümeye devam.
RESİM: Kafanızı resme
yaklaştırarak bakarsanız resmin ve renklerin genişlediğini, kafanızı resimden
geriye doğru hareket ettirerek bakarsanız resmin ve renklerin daraldığını
göreceksiniz. Bu bir göz aldanmasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder