Hergün yeni bir şeyler yaşıyoruz. Her yaşantı ruhumuzda bir iz bırakıp geçiyor. Ben, bu izlerin hayatımızdaki pozitif izdüşümlerinin takipçisiyim.

1 Aralık 2010 Çarşamba

HEY YOU...

Kasım ayı benim için çok yoğun başladı. Başladığı gibi de devam etti. Haftalar geçerken ben hep neleri yetiştirmem gerektiğini planlıyordum. Birini bitirince arkasından gelecek olana hazırlanmak, etrafımdaki insanları dinlemek, onların ihtiyaçlarını karşılamak, yapılacak işleri yapmak ve biraz da arkadaşlık etmekle meşguldüm. Sonra biraz yavaşlamaya karar verdim. Bu temponun arasında kendimi unutmuştum.

Dilerseniz şarkıyı dinlemeye yazının burasında başlayabilirsiniz. Sağolsun yasaksız youtube :)

Ne istiyorum? Sorusuna cevap aradım. Çevremdeki insanları inceledim. Pekçok insan gibi benim de arzum içimdeki en iyiye ulaşabilmek ve potansiyelimi gerçekleştirebilmek; yani “en iyi BEN” olabilmek. Ben; içimdeki en iyiye ulaşabilmek için sosyal/toplumsal bir boyut belirlemişim. Hayatımdaki insanları önemsemek, onlara özen göstermek, beklentilerini karşılamak, onları dinlemek, becerilerim ölçüsünde yapabileceğim bir katkı varsa yapmak yolunu seçmişim.
























Bu haftaki Gestalt eğitimimde yaptığım çalışmaya hazırlanırken de hedefim aynıydı. Karşıma oturacak olan insanı dinlemek ve oradaki sürecin sorumluluğunu almak için hazırlandım. Hatta yapabilirsem onunla birlikte yürüyerek yol üzerindeki taşlardan geçerken elini tutmak istedim. Bir ölçüde bunu yapabildim de. Kendimi dinlemek, o yolu birlikte yürürken benim içimde olup bitenlere seyirci kalmamak ve bunları ortaya koymaksa benim için zordu. Bana değil karşımdaki insana ait zaman olduğunu düşünüyordum. Ben öyle düşünüyordum da bedenim benimle aynı fikirde değildi. Hızlı nefes alıp vermeler, göğsümün inip kalkmasıyla ve bedenimde/oturuşumda bir katılıkla bana kendimi hatırlatmaya çalıştı. Ama ben bedenimle kendi arama duvarı koydum ve onu duymamayı seçtim. Bitirdiğimiz zaman ancak kendime dönüp bakma izni verdim. Sandım ki onu susturursam karşımdakine daha çok odaklanabilirim. Oysa işler farklı oluyormuş. Bedenimden gelen mesajlara tepkisiz kalmak yerine mesajları farkedip karşımdaki insanla paylaşınca akışın hızlandığını gördüm. O zaman iletişim karşılıklı oluyor ve etkileşime dönüşüyor. Çalışma zemini genişliyor, çoğalıyor. Akış oluyor.

Ben dün akşam; yaşadığım her ilişkide kendimi ortaya koymanın önemini öğrendim. Kendi isteklerimin peşinden koşmak, gerekiyorsa başkalarından talep etmek, varoluşumun farklı boyutlarında kendimi ortaya koyabilmek karşımdakinin zamanından çalmak değil tam aksine ortak alanımızı zenginleştirmeye yarıyormuş. Bir süredir bunun üzerinde denemeler yapıyordum. Geçtiğimiz sene boyunca istediğim bazı tatilleri planlayıp gerçekleştirmek, içinde bulunmak istediğim ortamları seçme iznini kendime verebilmek gibi egzersizler yapıyordum. Birden fazla kişinin dahil olduğu her duruma bunu genelleyebileceğimi hatta büyük bir aksiyon yapmadan sadece duygumu, durumumu paylaşarak da hayatımın iplerini elime alabileceğimi gördüm. Hocamın dediği gibi, karşısındakini düşünen, onun tepkilerini takip eden, isteklerini anlayabilen bir partneri herkes ister. Harika. Peki ya ikili ilişkinin öteki kişisi nerede? Karşındakini anladığın kadar kendini de anlatmak, onun isteklerini karşılayabildiğin gibi kendi isteklerini dile getirmek, beğenilerini paylaşmak yani kendini ortaya koymak ilişkiyi zenginleştirecektir.

Hey Sen! Ben hayatımda yer alan ÖTEKİLERİ mutlu etmeye çalışırken kendi var oluşumu da ortaya koymaya niyet ettim. Duvarları kaldırıp kendimi görmeye, göstermeye niyet ettim. Zeminlerimizi birleştirip daha geniş bir ortak alan yaratırken en iyi BEN’e ulaşabileceğimi gördüm. Ya sen?

Yazının şarkısı: Hey You- Pink Floyd
http://www.lyricsfreak.com/p/pink+floyd/hey+you_20108696.html 

3 yorum:

  1. bazen hayatın koşuşturmasından, akşamı getirebilmek için kalitesiz geçirilmiş bir günden ne kalıyor zaten elimize? Aynaya geçip kendini tanımaya, anlamaya, onunla konuşmaya başlayınca ufak pırıltıları görüyorsun. Bencillik değil belki ama "kendi için" yaşamayı öğrenmeli insan...

    düşüncelerine sağlık...
    içimden pearl jam - black dinlemek geldi... belki seversin..
    sevgiler, sezin...

    YanıtlaSil
  2. Paylaşımın ve duygusal şarkı için teşekkürler Sezincim.
    Gerçekten de "Kendin için" yaşamak hatta ek olarak bir de karşındakine şeffaflaşmak, içini göstermek bence...
    öptüm

    YanıtlaSil
  3. Benden de Depeche Mode - Somebody.
    http://www.youtube.com/watch?v=n2sviP3C0Rw

    YanıtlaSil