Bir süredir
beslenme uzmanına devam ediyorum. Başlangıçta amacım biraz kilo vermek olsa da
şimdilerde sağlıklı beslenme olarak güncellendi. Bu yolculukta, bedenimin hangi
gıdaları istediğini, ne tür besinlerin bana daha iyi geldiğini ve hangi
gıdalara intoleransım olduğunu keşfediyorum. Her hafta farklı bir besinle tanışıyorum. Akşam
uyumadan önce bir çay bardağı light kefir içmenin faydalarını öğreniyorum. Beni tok tutacağını, kan şekerimin
yükselmesini engelleyeceğini, hem de glüten içermediğini öğrenince, kepekli
pirinç en sevdiğim besinlerden oldu. Bir hafta içinde besin zincirinin içindeki
pek çok farklı türden yemeye çalışıyorum. Beslenmemde farklı renklerin olmasına
çalışıyorum. Daha önce yemediğim sebzeleri, meyveleri deniyorum.
Pek çoğumuzda
gluten, maya ve süt ürünlerine intolerans olduğunu biliyor muydunuz? Ben bilmiyordum.
Bu tür intoleransların doğumla birlikte geldiğini zannederdim. Oysa hatalı
beslenme sonucu yetişkinlikte de ortaya çıkabiliyorlarmış. Beslenme uzmanım
bende olabileceğini düşündüğü intoleranslara uygun beslenme listeleri vermeye
dikkat ediyor.
Bu ara gündemim sağlıklı beslenme olduğundan konuyla ilgili değişik yazılar okuyorum. Beslenme
ve uyku arasındaki ilişki üzerine internette ilginç bir araştırmaya rastladım. Bu
yazıda onu paylaşmak istiyorum. Günde 7-8 saat uyuyan insanlar ile 5 saat
kestiren insanlar karşılaştırılmış. Beş saatten az uyuyanların kan basıncının
daha yüksek olduğu, kan şekeri kontrolsüzlüğü yaşadıkları ve aşırı yeme
dürtüleri olduğu belirlenmiş.
Araştırmanın
devamında 7-8 saat uyku uyuyan kişilerin beslenme alışkanlıkları incelenmiş.
Sağlıklı denilebilecek 7-8 saat normal uyku uyuyan kişilerin çok çeşitli
gıdalarla beslendikleri, bol su içtikleri belirlenmiş. Beş saatten az uyuyanların
ise az su içtikleri, C vitamini ve selenyum içeren gıdalardan daha az
aldıkları, yeşil bitkilerle beslendikleri belirlenmiş.
Çok
uyumak az uyumaktan daha sağlıklı ama ne kadar çok uyumak? 9 saatten fazla uyku uyuyanlar incelendiğinde
bu kişilerin de daha çok karbonhidrat içeren gıdalar ve alkol tükettikleri ve daha
az yumurta, et gibi gıdalarla beslendikleri sonucuna varılmış. Araştırma
obesite, fiziksel aktivite ve gelir düzeyi gibi değişkenler dikkate alınarak
yeniden yapılmış ve yine benzer sonuçlar bulunmuş.
Sonuçta
9 saatten fazla uyumanın da 5 saatten kısa uyumanın da beslenmedeki çeşitliliği
olumsuz etkilediği belirlenmiş. Ancak bu
önermenin tersinin geçerliliği olup olmadığı yani beslenmede çeşitliliğin
arttırılmasının uyku saatine etkisi olup olmadığı bilinmiyor. Bir gerçek var ki
uzun veya kısa uyku ikisi de “sağlıksız” olarak tanımlanabiliyor. Araştırmada uyku
uyuma süresi kısaldıkça duyulan açlık hissinin arttığı ve bölünmüş uyku uyumanın
düşük enerjiye ve açılığa neden olduğu da ortaya çıkmış. Kilo vermek için diyet
yaparken, aldığımız gıdayı azaltmaya, daha çok hareket etmeye çalışıyoruz. Belki
de yediklerimizin çeşitliliğini arttırmak ve sağlıklı bir uyku düzenine geçmek
de yardımcı olabilir.
Ben,
bedenimi ve ruhumu sağlıklı gıdalarla beslediğim zaman hem fiziksel hem de spiritüel enerjimde artış hissediyorum. Evet, bazen zor geliyor. Her sabah evden çıkmadan
o gün yiyeceğim her şeyi hazır edip minik kaplarda yanıma almak, güne erken
başlamak, limitli miktarlar ile beslenmek bazen yorucu olabiliyor. Akşam pek
çok insandan daha erken denecek bir saatte uykum gelebiliyor. Bazen beklediğim
kadar kilo hatta gram kaybım bile olmuyor. Ama sabah yaptığım kısa bir egzersiz
ve duş ile güne başlamak, pozitif düşüncelerle zihnimi doldurmak ve sağlıklı
beslendiğimi bilmek de bir o kadar motive edici oluyor. Kendimi mutlu hissediyorum. Tavsiye ederim.